İSLAMİYET ÖNCESİ DÖNEMDE İNANÇ DÜNYASI VE RİTÜELLERİ


İslamiyet öncesi dönemde, Arap Yarımadası’nda farklı kabilelerin uyguladığı ritüeller, o dönemin inanç sistemine ve toplumsal yapısına derin bir etki bırakmıştır. Araplar, çoğunlukla putperest bir yaşam tarzını benimsemiş, farklı tanrı ve tanrıçaları kutsal kabul ederek onlara tapınmışlardır. Bu ritüeller, sadece dinî inançları değil, aynı zamanda sosyal hayatı da şekillendiren önemli unsurlar olmuştur.


Kâbe, İslamiyet öncesi dönemde de kutsal kabul edilirdi. Arap kabileleri her yıl, Kâbe’yi ziyaret eder, orada bulunan putlara kurbanlar sunar, farklı adaklar adarlardı. Ziyaretler sırasında, bazı kabileler tavafı çıplak yapar, bunun arınmaya işaret ettiğine inanırlardı. Bu dönemde yapılan bir diğer önemli ritüel, putlara sunulan kurbanlardır. Lat, Uzza, Menat, Hubal gibi putlar, Arapların en çok tapındığı varlıklardı. Her biri, belirli bir gücü temsil eder ve ona bağlı olarak insanlar, yaşamlarındaki önemli olaylar öncesinde ya da sıkıntılı zamanlarında onlardan yardım beklerlerdi. Putlara kurban sunmak, bir çeşit bağış ve adak olarak kabul edilirdi.


Kehanet ve fal da bu dönemin önemli bir parçasıydı. Araplar, geleceğe dair bilgi almak amacıyla kahinlerden ve falcılardan yardım alırlardı. Bir işe girişmeden önce ezlâm okları çekilir, bununla kehanet yapılırdı. Bu ritüeller, toplumda mistik bir atmosfer yaratır, insanları kararlarını almadan önce daha dikkatli olmaya teşvik ederdi.


Ölüm ve yas ritüelleri de İslamiyet öncesi Arap toplumunda önemli bir yer tutuyordu. Bir kişi öldüğünde, geride kalanlar yas tutar, ölüye ağıt yakar, bazı durumlarda mezar başında kurban keserdi. Yas tutma sırasında, kadınlar büyük bir hüzün içinde, genellikle yüksek sesle ağlar ve saçlarını yolarak kendilerini gösterirlerdi. Bu ritüel, ölen kişinin ruhuna olan saygı gösterisi olarak kabul edilirdi.


İslamiyet öncesi dönemde, doğa olaylarına da özel bir anlam yüklenirdi. Güneş ve Ay tutulmaları, uğursuzluk olarak kabul edilirdi ve bu gibi olaylar karşısında insanlar çeşitli ritüellerle korunmaya çalışırlardı. Kuraklık zamanlarında ise, yağmur duası yapmak için halk bir araya gelir, tanrılarına kurbanlar sunarak yağmur talep ederdi. Bu tür doğa ritüelleri, insanların doğa ile olan ilişkisinin ve onların üzerinde egemenlik kurma çabalarının bir göstergesiydi.


İslamiyet öncesi Arap toplumunun ritüelleri, o dönemin inançlarıyla iç içe geçmiş ve insanların yaşamlarını derinden etkilemiştir. Putperestlik, kurbanlar, kehanetler, ölüm ritüelleri ve doğa ile ilişki, bu toplumu şekillendiren önemli unsurlardır. İslamiyet’in gelmesiyle birlikte birçok ritüel terk edilmiş olsa da, o dönemin izleri, toplumsal yapıyı ve inanç sistemlerini anlamamızda önemli bir yer tutmaktadır..


Yazan Hazal Merisana 

#anunnakisümertanrıları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUTSAL İSYAN: ŞEYTAN’IN TANRI’YA OLAN AŞKI