BİLGELİĞİN EFENDİSİ AHURA MAZDA’NIN IŞIĞINDA


Ahura Mazda, eski İran dini olan Zerdüştlükte gökyüzünün ve her şeyin tek yaratıcısı olan tanrıdır. Aynı zamanda Horomazes ismiyle de bilinir. “Ahura” kelimesi “efendi” ya da “lord” anlamına gelirken, “Mazda” ise “bilgelik” anlamını taşır. Bu iki kelime bir araya geldiğinde Ahura Mazda, “Bilgelik Efendisi” ya da “Bilge Tanrı” olarak düşünülür. Zerdüşt öğretisine göre O, iyiliğin, düzenin ve ışığın kaynağıdır; karanlık, kaos ve yalan ise O’nun karşıtı olan kötülük ilahı Angra Mainyu (Ahriman) tarafından temsil edilir.


Ahura Mazda’ya yapılan ilk önemli çağrılardan biri, M.Ö. 550-330 yılları arasındaki Ahamenişler döneminde, Büyük Darius’un Behistun Yazıtı’nda yer almıştır. Darius, bu yazıtta zaferlerini ve egemenliğini doğrudan Ahura Mazda’ya bağlar. Onun sayesinde adaletin sağlandığını ve yalanın cezalandırıldığını anlatır. Darius’tan sonra gelen Ahameniş kralları da Ahura Mazda’ya derin bir bağlılık göstermiştir. Öyle ki her kral, savaşa çıktığında yanında boş bir savaş arabası çektirirdi. Bu araba beyaz atlar tarafından çekilir ve bu sembolik jestle Ahura Mazda’nın orada bulunması, ordunun ilahi bir güçle korunması amaçlanırdı.


Ancak Ahamenişler döneminde tanrının doğrudan bir temsilini ya da heykelini görmek mümkün değildi. Kraliyet saraylarında veya anıtlarda Ahura Mazda’nın insan benzeri tasvirlerinden ziyade, onun varlığını simgeleyen semboller ve kutsal ifadeler tercih edilirdi. Bu anlayış, özellikle Sasaniler döneminde daha da belirginleşti. M.S. 3. yüzyıldan itibaren Sasaniler, dini ikonaları ve heykelleri kaldırarak, imgeleri ortadan kaldıran bir ikonoklast (putkırıcı) harekete öncülük ettiler. Bu hareketle birlikte, Ahura Mazda’nın sadece zihinsel ve ruhsal bir varlık olarak anlaşılması teşvik edildi.


Zerdüştlüğün farklı kollarından biri olan Zurvanizm’de ise Ahura Mazda’nın kökenine dair oldukça ilginç ve sembolik anlatılar yer alır. Zurvan, zamanın tanrısı olarak kabul edilir ve bazı mitlerde hem Ahura Mazda’nın hem de onun karşıtı olan Ahriman’ın babasıdır. Hatta bazı anlatılarda Zurvan’ın eşiyle birlikte çocukları olduğu, Ahura Mazda’nın annesiyle evlenip güneşi, köpekleri, domuzları, eşekleri ve sığırları doğurduğu gibi oldukça alegorik hikâyeler bulunur. Bu anlatılar Zerdüştlüğün ana öğretisinden farklı olsa da, dönemin mistik anlayışlarını ve insanların evrenin kökeniyle ilgili düşünce biçimlerini anlamamız açısından ilginçtir.


Ahura Mazda’nın öğretisi sadece bir tanrının varlığını kabul etmekle kalmaz, aynı zamanda iyi düşünce (humata), iyi söz (hukhta) ve iyi davranış (hvarshta) üçlemesine dayanır. Zerdüşt’e göre insanın görevi, yaşamı boyunca bu üç ilkeye göre yaşamak ve evrende düzeni desteklemektir. Bu yönüyle Ahura Mazda, sadece tapılan bir varlık değil; insanı erdeme ve sorumluluğa davet eden ilahi bir rehberdir.


Bugün bile Zerdüştlük inancına sahip topluluklar Ahura Mazda’ya dua etmeye, ateşi kutsal kabul etmeye ve doğaya saygı duymaya devam ediyorlar. O, hâlâ bilgelik ve aydınlıkla özdeşleşen bir ilahi simge olarak yaşamaya devam ediyor. Onun adı sadece bir inancı değil, aynı zamanda kadim insanların evreni anlama ve yorumlama çabasını da temsil ediyor..


Yazan Hazal Merisana 

#anunnakisümertanrıları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUTSAL İSYAN: ŞEYTAN’IN TANRI’YA OLAN AŞKI