Eğer Anunnakiler Bizi Yarattıysa, Onları Kim Yarattı??

 Eğer Anunnakiler Bizi Yarattıysa, Onları Kim Yarattı?? 


Dünya’nın ve insanlığın yaratılış hikâyesi, dünyanın dört bir yanında bulunan antik metinlerde ve sözlü geleneklerde yer alır. Bu hikâyelerin en eskilerinden bazıları, günümüz Irak sınırları içinde bulunan Asur İmparatorluğu’nun başkenti Ninova’da, Kral Asurbanipal’in kütüphanesinde bulunmuştur.


Kral Asurbanipal, bir anlamda antik çağların ilk “kitap kurtlarından” biriydi. Çivi yazısıyla yazılmış kil tabletleri kütüphanesinde toplayarak, kraliyet soy ağacından nüfus sayımlarına, tarım bilgilerine, hava durumuna ve hatta daha eski krallıklardan gelen bilgilere kadar geniş bir bilgi arşivi oluşturmuştu.


Asurbanipal, notlarında, tanrıların ona “okuma sanatını” öğrettiklerini, bu sayede tufandan önceki döneme ait kadim metinleri bile okuyabildiğini yazmıştır. Bu oldukça düşündürücü bir detaydır çünkü tufandan önce, yaklaşık MÖ 10.500 yıllarında, yeryüzünde gelişmiş uygarlıkların var olduğuna dair güçlü bir kanıt sunmaktadır.


Bu hikâyelerden biri olan Anunnaki efsanesine göre, Anunnakiler insanlığı yaratan varlıklardı. Ancak burada akla şu soru geliyor: Eğer Anunnaki bizi yarattıysa, onları kim yarattı?


Bu sorunun yanıtı, antik metinlerde açıkça yer almasa da, birçok kültürde tanrılar ya da yarı ilahi varlıklar bile daha üstün bir gücün ürünü olarak kabul edilir. Sümer yaratılış mitolojisinde, Anunnaki tanrıları Enki, Enlil ve diğer tanrıların daha eski bir ilahi düzenin parçası oldukları anlatılır. Bu, varoluşun sonsuz bir döngüye dayalı olduğunu düşünen kozmik bir bakış açıyı yansıtır.


Kral Asurbanipal’in topladığı bu bilgilerin günümüze ulaşan kısmı, antik dünyada bilgiye verilen önemi ve o dönemde yaşayan insanların evrene dair ne kadar derin sorular sorduğunu gösteriyor. Kim bilir, belki de bu sorular, bizim bugün evrenin sırlarını anlamak için çabalarken sorduğumuz sorularla aynıdır.


Anunnaki gibi hikâyeler sadece yaratılışla ilgili teoriler değil, aynı zamanda insanlığın varoluşu sorgulama çabasının binlerce yıl öncesine dayandığını hatırlatıyor. Belki de önemli olan, bu soruların kesin cevabını bulmak değil; sorgulamaya devam ederek evrenin büyüklüğü karşısında duyduğumuz hayranlığı korumaktır..


Yazan Hazal Merisana 

#anunnakisümertanrıları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUTSAL İSYAN: ŞEYTAN’IN TANRI’YA OLAN AŞKI