Harut ve Marut Hikayesi Üzerine: Melez Irk Teorisi ve İlahi Cezalandırma

 Harut ve Marut Hikayesi Üzerine: Melez Irk Teorisi ve İlahi Cezalandırma


Harut ve Marut hikayesi, insanlık ile meleklerin dünyasında geçen yasak ilişkiler, bu ilişkilerin getirdiği manevi yozlaşma ve ilahi adalet kavramları etrafında döner. Bu hikaye İslam mitolojisinde yer almakla birlikte, kökleri kadim kültürlerdeki yasak bilgi, ahlaki sınavlar ve insanla melekler arasındaki sınırların aşılması temalarına kadar uzanır. Yahudi ve Hristiyan apokrif metinlerinde de benzer hikayeler anlatılır; burada meleklerin insan kadınlarla ilişkilerinden doğan “Nefilim” olarak bilinen güçlü, yarı-insan yarı-ilahi varlıkların ortaya çıkması, bu anlatının önemli bir kısmını oluşturur.


Harut ve Marut’un hikayesi kısaca şöyledir: Allah, insanlara doğru yolu göstermek için iki meleği, Harut ve Marut’u, yeryüzüne gönderir. Ancak bu melekler, insanları küçümseyerek kendilerini üstün görmeye başlar. Tanrı, onlara insani zaaflar vererek bir sınavdan geçirir. Bu zaaflarla dünya hayatının cazibesine kapılan Harut ve Marut, güzel bir kadınla yasak bir ilişkiye girer ve ona sihir gibi yasak bilgiler öğretirler. Sonunda, Allah onları cezalandırır; Babil’de bir kuyuda kıyamete kadar zincire vurulmak üzere hapseder.


Bu hikayede, yasak bilgi ve dünyevi arzuların etkisiyle bozulan ilahi düzen teması işlenir. Harut ve Marut, insani zayıflıklara kapılarak insan ahlakına ve tanrısal düzene aykırı davranışlar sergiler. Ancak burada akla bir soru gelir: Acaba Tanrı’nın cezalandırma gerekçesi yalnızca meleklerin günah işlemesi mi, yoksa insanlar ile melekler arasındaki ilişkiden doğabilecek yeni bir melez ırkın dünya düzenini tehdit etme ihtimali de mi cezalandırmanın sebebidir?


Apokrif metinlerde, meleklerin insanlarla birleşmesinden doğan “Nefilim” veya “devler” olarak adlandırılan melez varlıklar, yeryüzünde kaosa neden olan, gücün yozlaştırdığı varlıklar olarak betimlenir. Tanrı, insanlığın ahlaki ve fiziksel düzenini korumak için bu varlıkları ortadan kaldırır; Nuh Tufanı bu yüzden gönderilir. Benzer bir senaryonun Harut ve Marut hikayesine de dahil olabileceği düşünülebilir. Belki de Tanrı, meleklerin insanlarla yasak ilişkilerinden doğabilecek, dünyada insan soyunu tehlikeye atacak bir melez ırk ihtimalinden endişe duymaktadır. Tanrı’nın bu ilişkileri yasaklaması, ilahi düzenin korunması için alınmış bir önlemdir ve Harut ve Marut’un bu sınırlamayı çiğnemesi cezalandırılmayı gerektirir.


Sonuç olarak, Harut ve Marut hikayesi, ahlaki sınırların ihlal edilmesi ve yasak bilgiye ulaşmanın cezalandırılması temaları etrafında şekillenir. Ancak bu hikayeye bir de melez ırk teorisi açısından baktığımızda, insanlık ile ilahi olan arasındaki sınırların aşılmasının yaratabileceği tehlikelere karşı Tanrı’nın aldığı bir önlem olarak yorumlanabilir. Bu yorum, yalnızca meleklerin ahlaki düşüşünü değil, aynı zamanda dünyanın yaratılış düzeninin ve insan soyunun korunması ihtiyacını da vurgular.


Yazan Hazal Merisana 

#anunnakisümertanrıları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUTSAL İSYAN: ŞEYTAN’IN TANRI’YA OLAN AŞKI