ZAMANIN ÖTESİNDEKİ SIRLAR VATİKAN KÜTÜPHANESİ 


Dünyada bazı yerler vardır ki, kapıları ardında sırlarla dolu bir zaman tüneli gibi durur. Vatikan Gizli Arşivi – şimdiki resmi adıyla “Vatikan Apostolik Arşivi” – işte tam da böyle bir yer. Roma’nın göbeğinde, Vatikan’ın kalbinde yer alan bu devasa arşiv, sadece Katolik Kilisesi’nin değil, insanlık tarihinin de en gizemli, en çok merak edilen kütüphanelerinden biri olarak bilinir. Yalnızca bir kütüphane değil, aynı zamanda bir sırlar odası gibi… Her rafında, her sayfasında başka bir hikâye, başka bir gizem saklı.


Arşiv, 17. yüzyılda Papa VIII. Urban tarafından resmen kurulmuş ama içindeki belgelerin geçmişi çok daha eskiye dayanıyor. Kimileri bu belgelerin arasında kayıp uygarlıklara, dünya dışı varlıklara, hatta Hz. İsa’nın gerçek yaşamına dair kayıtların bile bulunduğunu iddia ediyor. Tabii bu iddialar resmi olarak doğrulanmış değil ama Vatikan’ın bu belgeleri yalnızca çok sınırlı sayıda kişiye açması, gizemlerin daha da büyümesine neden oluyor. Çünkü buraya öyle elini kolunu sallayarak girilmiyor. Sadece özel izinli akademisyenler, titizlikle seçilmiş araştırmacılar arşive adım atabiliyor. Hatta neye bakmak istediklerini önceden belirtmek zorundalar ve istedikleri belgeye ulaşmaları onaylanırsa ancak o belgeyi görebiliyorlar. Yani içeride ne olduğunu tam anlamıyla kimse bilmiyor.


Bugün yaklaşık 85 kilometrelik raf uzunluğuna sahip olan bu arşivde milyonlarca belge bulunuyor. Orta Çağ’dan Rönesans’a, Engizisyon mahkemelerinden kraliyet yazışmalarına kadar akla gelen her konuda belge yer alıyor. Mesela Michelangelo’nun Papa ile yaptığı yazışmalar, Galileo’nun Engizisyon tarafından yargılanmasına dair belgeler, Martin Luther’e karşı yayımlanan aforoz fermanı… Bunların hepsi burada, kilitli kapılar ardında saklanıyor. Bazı belgeler öyle hassas ki, ışığa bile çıkmaması gerekiyor. Belki de bu yüzden, Vatikan’ın her zaman kontrollü ve mesafeli tavrı, yıllardır spekülasyonlara neden olmuş.


İlginç bir başka bilgi ise, Vatikan arşivinde yalnızca dini belgelerin değil, siyasi ve bilimsel belgelerin de bulunması. Örneğin, bazı kaynaklara göre burada Tesla’nın notlarına benzer teorik fizik belgeleri olduğu, hatta Leonardo da Vinci’nin hiç yayımlanmamış eskizlerinin de arşivde yer aldığı söyleniyor. Kimi daha da ileri giderek, Vatikan’ın dünya dışı yaşamla ilgili bilgilere sahip olduğunu ve bunu halktan gizlediğini iddia ediyor. Hatta “Vatikan UFO belgeleri” diye anılan söylentiler, yıllar boyunca meraklıların hayal gücünü körüklemiş durumda.


Ve tabii ki, kutsal emanetler konusu… Arşivde, Kudüs’ten getirildiği söylenen bazı kutsal objelerin, Hz. İsa’ya ait kişisel eşyaların, ya da Kutsal Kâse’nin izlerine dair belgelerin yer aldığı iddiaları her zaman gündemde kalıyor. Gerçek mi? Bilinmez. Ama Vatikan’ın bu kadar çok şeyi saklaması ve sır gibi koruması, bu tür efsanelerin peşinden koşanları hiç durdurmuyor.


Bir de işin sembolik tarafı var. Arşivdeki belgelerin bazıları öyle özel ki, sadece Papa’nın göz atabileceği türden. Bu da Vatikan’ın sadece dini değil, aynı zamanda politik ve kültürel bir güç merkezi olduğunun göstergesi. Düşünsene, dünya tarihini değiştirecek bir belge sadece birkaç kişinin görebildiği bir odada saklanıyor. O odanın içinde olmak, geçmişle birebir yüzleşmek gibi bir şey olmalı.


Ama Vatikan Arşivi bir kütüphaneden çok daha fazlası.. O, zamanın ötesinden gelen bir yankı gibi… Her şeyi bilen ama konuşmayan bir bilge gibi… İçinde ne olduğunu tam olarak bilemesek de, varlığı bile insanın hayal gücünü harekete geçirmeye yetiyor. Belki bir gün kapıları biraz daha aralanır ve dünya, geçmişin bazı karanlık köşelerini daha net görmeye başlar. Ama o güne kadar, Vatikan Arşivi sırlarıyla, efsaneleriyle ve büyüleyici gizemiyle yaşamaya devam edecek..


Yazan Hazal Merisana 

#anunnakisümertanrıları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUTSAL İSYAN: ŞEYTAN’IN TANRI’YA OLAN AŞKI