Nevruz’dan sonraki beşinci gün, tarihin en büyük bilge ve peygamberlerinden biri olan Zerdüşt’ün doğum günü olarak kabul edilir. Zerdüşt, kadim Aryan toplulukları içinde ahlak felsefesini temellendiren, tek tanrılı inancın öncülerinden biri olarak insanlığa yön vermiş büyük bir düşünürdü. Onun Tanrı, iyilik, kötülük ve insanın evrendeki rolü üzerine geliştirdiği öğretiler, sadece Zerdüştlük dininin değil, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam gibi büyük inanç sistemlerinin de temel taşlarını oluşturdu. Aynı zamanda Hinduizm, Budizm ve Sihizm gibi doğu öğretilerini de derinden etkiledi.


Zerdüşt’ün en önemli fikirlerinden biri, evrenin temelinde ışık ile karanlığın, iyilik ile kötülüğün sürekli bir mücadele içinde olduğu düşüncesiydi. Ona göre, insanın özgür iradesi, bu mücadelede hangi tarafta duracağını belirleyen en önemli unsurdu. İnsan, iyi düşüncelerle, doğru sözlerle ve erdemli eylemlerle ışığın yanında olabilir ya da bencilce, yıkıcı ve kötü eylemlerle karanlığa hizmet edebilirdi. Bu anlayış, etik kavramının tarih boyunca şekillenmesine büyük katkı sağladı.


Zerdüşt’ün fikirleri, sadece dinî ve ahlaki boyutta değil, felsefi ve bilimsel anlamda da büyük yankı uyandırdı. Platon ve diğer Antik Yunan filozofları onun öğretilerinden ilham aldı, Orta Çağ İslam dünyasında astronomlar ve bilim insanları onun kozmoloji anlayışından faydalandı. Rönesans döneminde ise Michelangelo, onu Vatikan’daki Sistina Şapeli’nin tavan fresklerine yerleştirerek, insanlık tarihindeki en önemli figürlerden biri olarak ölümsüzleştirdi.


Zerdüşt’ün öğretileri, binlerce yıl öncesine dayanmasına rağmen, hâlâ modern dünyada yankılanıyor. Onun ışık ve karanlık arasındaki mücadeleye dair vurgusu, aslında hepimizin iç dünyasında yaşadığı bir savaşı temsil ediyor. Doğruyu aramak, adaleti savunmak ve etik değerlerle yaşamak, bugün de insanlık için en temel meselelerden biri. Zerdüşt’ün fikirleri, bize sadece geçmişi değil, aynı zamanda geleceği de şekillendirme gücümüz olduğunu hatırlatıyor..


Çeviri Hazal Merisana 

#anunnakisümertanrıları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUTSAL İSYAN: ŞEYTAN’IN TANRI’YA OLAN AŞKI