TUFANIN GÖLGESİNDE ANUNNAKİ’NİN SESSİZ PLANI
Bence insanlık, yok olmaktan çok yeniden başlatıldı…
Nuh Tufanı denildiğinde akla gelen ilk şey, sanki tüm dünyayı kaplamış devasa bir felaket oluyor. Ama aslında bu olayın yalnızca belirli bir bölgede yaşandığına dair pek çok işaret var. Özellikle Mezopotamya çevresinde, yani bugünkü Irak, İran ve Türkiye’nin güneydoğusunda büyük bir sel felaketinin yaşandığını gösteren arkeolojik kalıntılar bulunmuş durumda. O dönemin insanları için dünya, sadece yaşadıkları coğrafyadan ibaretti. Başka kıtaları ya da uzak toprakları bilmiyorlardı. Dolayısıyla gözlerinin önünde olup biten o felaket, onlar için gerçekten “dünyanın sonu” gibi görünüyor olmalıydı.
Peki, Nuh’a gemi yapmasını emreden bu “tanrı” kimdi? Bazı eski metinlere göre bu emir, gökyüzünden gelen “tanrılar” tarafından verilmiş. Bu da bizi Anunnaki teorisine götürüyor. Eğer bu varlıklar gerçekten dünya dışı uygarlıklardansa, ellerinde çok ileri bir teknoloji vardı demektir. Belki de bu tufanı önceden görmüşlerdi ya da kendileri başlatmışlardı. Nuh’a verdikleri talimatlar, sıradan bir gemi yapımı değil; oldukça gelişmiş ve belki de bizim “gemi” diye anladığımızdan çok daha farklı bir yapının inşasıydı. Bazı anlatımlarda bu yapı, gökyüzünden gelen mühendislerce planlanmış bir “hayat kapsülü” gibi resmediliyor.
İşin en ilginç kısmı ise her hayvandan birer çift alınması meselesi. Eğer sadece belli bir bölge temizlenecekse, neden tüm hayvanlar korunmaya çalışıldı? Bu noktada iki olasılık öne çıkıyor. Birincisi, alınan “birer çift” aslında canlı hayvanlar değil de, onların genetik örnekleri olabilir. Bugünkü anlamda bir DNA bankası gibi düşünebiliriz. Yani türlerin yeniden üretilmesi için gerekli olan kodlar bir şekilde korunmuş olabilir. İkinci olasılık ise bu anlatımın sembolik olması. Belki de bu “her türden bir çift” ifadesi, doğanın döngüsünü başa sarma niyetini simgeliyor. Yani olayın sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir yeniden doğuşu anlatıyor olması mümkün.
Benim düşünceme göre bu tufan, Anunnaki gibi çok daha gelişmiş varlıklar tarafından planlanmış bir tür temizlik operasyonuydu. Belki de insanlık o dönemde yozlaşmıştı, denge bozulmuştu. Ve o dengeyi yeniden kurmak için “reset” tuşuna bastılar. Ama tamamen sıfırlamak yerine, içlerinde hâlâ umut gördükleri bir soyu koruma kararı aldılar. Nuh, yani Ziusudra, bu amaçla seçilmiş melez bir figürdü. Hem insan hem Anunnaki soyundan gelen biri olarak, hem fiziksel hem de ruhsal anlamda yeni insanlığın temellerini taşıyordu.
Bu hikâye bana sadece bir felaketi değil, aynı zamanda kozmik bir planın parçası olarak insanlığın yeniden başlatıldığını anlatıyor gibi geliyor. Belki de bizim bildiğimiz tarihin arkasında çok daha büyük bir tasarım var. Ve bu tasarımı çözmek için önce mitlere yeniden bakmak gerekiyor; bu sefer kalıpların dışında, açık bir zihinle..
Yazan Hazal Merisana (𒄩𒍣 𒈨𒅕𒊓𒈾)
#anunnakisümertanrıları
Yorumlar
Yorum Gönder