ADEM VE HAVVA MI YOKSA SÜMERLER Mİ? İnsanlığın Kökenine Dair Bir Tartışma
İnsanlık tarihinin en büyük bilmecelerinden biri, ilk medeniyetin ve ilk insanların kim olduğu sorusudur. Dinî metinler, bilimsel keşifler ve arkeolojik bulgular arasında gidip gelen bu tartışma, mitoloji ile tarihin iç içe geçtiği bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle Sümerler ve onların yaratılış mitleri, kutsal kitaplarda anlatılan hikâyelerle büyük benzerlikler taşıyor.
Bugün elimizdeki en eski yazılı belgeler, Sümerler tarafından geliştirilen çivi yazısıyla kaydedilmiş metinlerdir. Bu metinlerde, insanlığın yaratılışına dair oldukça ilginç hikâyeler bulunmaktadır. Sümer mitolojisine göre, tanrılar dünyayı yönetirken ağır işlerden bıkmış ve kendilerine hizmet edecek bir varlık yaratmaya karar vermiştir. Enki (bilgelik ve su tanrısı) ve Ninmah (ana tanrıça), toprağı ve kili kullanarak ilk insanları yaratmıştır. Bu insanların amacı, tanrılara hizmet etmek ve onların dünyasını düzenlemektir. Ancak ilk insanlar, başlangıçta kaba, zekâsız ve kontrolsüz varlıklar olarak tasvir edilir. Zamanla, tanrılar onlara bilgi ve akıl vererek insanlığı daha gelişmiş bir seviyeye taşımıştır.
Bu anlatım, Tevrat ve Kur’an’da geçen Âdem ve Havva hikâyesine oldukça benzemektedir. Kutsal kitaplarda, Tanrı’nın insanı topraktan yarattığı ve ona ruh üflediği anlatılır. Âdem ve Havva’nın başlangıçta cennette yaşadığı, ancak yasak meyveyi yemeleri nedeniyle dünyaya gönderildikleri söylenir. İlginç olan ise, Sümer metinlerinde de tanrılar ve insanlar arasında bir bilgi aktarımı olduğuna dair ipuçlarının bulunmasıdır.
Burada sorulması gereken soru şudur: Sümer yaratılış mitleri mi önce geldi, yoksa kutsal kitaplarda anlatılan Âdem ve Havva hikâyesi mi? Arkeolojiye göre Sümerler, bilinen en eski uygarlıklardan biridir ve yazılı kaynakları M.Ö. 4000-3000 yıllarına kadar uzanır. Kutsal kitapların yazıya geçirilmesi ise çok daha sonra gerçekleşmiştir. Bu nedenle bazı araştırmacılar, kutsal metinlerde geçen yaratılış hikâyelerinin, Sümer mitlerinden esinlenmiş olabileceğini öne sürmektedir.
Ancak bu konu sadece tarihî bir tartışma değildir; aynı zamanda inanç ve felsefi bir meseledir. Sümerler, tarihte ilk kez insanın kökeni hakkında yazılı hikâyeler bırakmış olabilir, fakat bu onların tüm gerçeği bildiği anlamına gelir mi? Ya da kutsal kitaplarda anlatılan hikâyeler, çok daha eski bir sözlü geleneğin devamı mı?
İlk insanların kim olduğu ve insanlığın nereden geldiği sorusu, insanlık var oldukça tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Belki de gerçeğin tamamını asla öğrenemeyeceğiz, ancak geçmişin izlerini takip etmek, kim olduğumuzu anlamamıza yardımcı olabilir..
Yazan Hazal Merisana
#anunnakisümertanrıları
Yorumlar
Yorum Gönder