Tarih ve Mitlerin Kesişim Noktası: Josephus Flavius ve Mısır Devleri

Antik tarih yazıları, insanlık tarihinin unutulmuş sayfalarını aydınlatmak için değerli birer hazine niteliğindedir. Romalı tarihçi Josephus Flavius, MS 79 yılında yazdığı eserlerinde, geçmişte yaşayan devler hakkında oldukça çarpıcı ve düşündürücü bir anlatım sunar. Bu anlatım, yalnızca tarihsel bir kayıt olmanın ötesine geçerek, mitoloji ve tarih arasında derin bağlar kurmamıza olanak tanır.
Josephus Flavius, Mısır devlerinin son ırkının MÖ 13. yüzyılda Kral Joshua’nın hükümdarlığı sırasında yaşadığını belirtir. Onların fiziksel özelliklerini tarif ederken, “büyük bedenleri” ve “yüzlerinin sıradan insanlardan o kadar farklı olduğunu” vurgular. Bu devlerin sadece görünüşleriyle değil, aynı zamanda yüksek sesleriyle de korku saçtıklarını, seslerinin aslan kükremesi gibi yankılandığını ifade eder.
Bu anlatı, yalnızca tarihsel bir gözlem olarak mı değerlendirilmelidir? Yoksa burada, insanlığın uzak geçmişine dair kaybolmuş bir bilgi mi yatmaktadır? Josephus’un ifadeleri, devler efsanesinin yalnızca bir masal olmadığını, gerçek bir gözlem ya da daha önceki kuşaklardan aktarılan bir bilgi olduğunu düşündürmektedir.
Mısır Devlerinin Mitolojik ve Tarihsel Arka Planı
Josephus’un devlerle ilgili anlatıları, yalnızca Tevrat’taki “Nefilim” anlatılarıyla değil, aynı zamanda antik Mısır’da bulunan mitolojik figürlerle de paralellik taşır. Eski Mısır yazıtlarında da devasa boyutlara sahip varlıkların tasvir edildiğini görürüz. Bu figürlerin, sadece fiziksel güçleriyle değil, aynı zamanda insanüstü özellikleriyle de dikkat çektikleri anlaşılmaktadır.
Peki, bu devler gerçekten var olmuş olabilir mi? Eğer öyleyse, bu varlıkların kökenleri nereye dayanmaktadır? Mitolojik anlatılarda sıkça bahsedilen “gökyüzünden gelenler” ya da “tanrıların çocukları” gibi ifadeler, Anunnakiler teorisiyle bağlantı kurmamıza olanak tanır. Josephus’un devler hakkındaki betimlemeleri, bu teorilere dair bir tarihsel temel sunar niteliktedir.
Josephus’un Anlattıkları Bugün İçin Ne İfade Ediyor?
Bugün, antik çağlardan gelen bu tür anlatılar bilimsel açıdan genellikle mit ya da abartı olarak değerlendirilir. Ancak unutmamak gerekir ki, geçmişte birçok gerçek bilgi, efsanevi bir dille aktarılmış olabilir. Josephus Flavius’un devlerle ilgili bu gözlemleri, antik çağ insanlarının olağanüstü deneyimlerini tarihe not düşme çabası olarak okunabilir.
Sonuç olarak, Josephus Flavius’un Mısır devlerine dair yazıları, yalnızca tarihsel bir kayıt değil, aynı zamanda insanlık tarihine dair büyük bir bilinmezi de temsil eder. Bu anlatılar, geçmişin sırlarını çözmek için bize bir ipucu sunuyor olabilir. Tarihin tozlu sayfalarındaki bu tür izler, bugün hala yanıtlanmayı bekleyen soruların kaynağıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUTSAL İSYAN: ŞEYTAN’IN TANRI’YA OLAN AŞKI