SÜMERLERDE GÜNEŞ SİSTEMİ HARİTASI
Sümerler, tarihin bilinen en eski medeniyetlerinden biri olarak sadece yazı, tarım ve şehircilik gibi konularda değil, aynı zamanda astronomi bilgileriyle de hayranlık uyandırmışlardır. Antik Sümer metinleri, zaman zaman modern bilimle şaşırtıcı paralellikler gösteren ayrıntılar içermektedir. Özellikle, Sümerlerin Güneş Sistemi hakkında bilgilere sahip olduğu iddiası, arkeoloji ve mitoloji alanlarında ilgi çekici tartışmalara yol açmıştır.
Sümerlerin en dikkat çekici eserlerinden biri, 19. yüzyılda Nineveh’deki kazılarda ortaya çıkarılan Enuma Eliş tabletleridir. Bu tabletlerde, kozmik düzenin yaratılışı ve tanrıların savaşları anlatılmaktadır. Metinlerde geçen “Nibiru” kelimesi, bazı araştırmacılar tarafından Sümerlerin on ikinci bir gezegenden bahsettiği şeklinde yorumlanmıştır. Bu teori, Sümerlerin Güneş Sistemi’ni bildiği ve hatta eksiksiz bir harita oluşturduğu fikrine zemin hazırlamıştır.
3,600 Yıllık Döngü ve Tanrıların Yolu
Sümerlerin, gökyüzünü “Tanrıların Yolu” olarak adlandırdıkları ve gök cisimlerini tanrısal figürlerle ilişkilendirdikleri bilinmektedir. Tabletlerde, Güneş Sistemi’nin gezegenlerinin sıralı bir şekilde tasvir edildiği iddia edilen bir harita yer alır. Bu haritada: Güneş merkeze alınmış, Gezegenler sırasıyla dizilmiş, Dünya ve Ay, diğer gezegenlerden farklı bir şekilde belirtilmiştir.
Modern bilim, Güneş’in merkezde yer aldığı bu anlayışı ancak 16. yüzyılda kabul etmişken, Sümerlerin bu bilgiye nasıl sahip olduğu sorusu hâlâ yanıt beklemektedir.
Sümer Astronomisinin Kaynağı
Sümerler, gök cisimlerini incelemek için gelişmiş bir sisteme sahiptiler. Zigguratlar, sadece tapınak olarak değil, aynı zamanda astronomik gözlemler için kullanılmıştır. Ancak, bu bilgilerin tamamen insan gözlemleriyle elde edilip edilmediği tartışmalıdır. Bazı teorilere göre, Sümerler bilgilerini dünya dışı bir uygarlıktan almış olabilir.
Sümerler ve Modern Bilim: Bir Bağlantı mı?
Sümerlerin bu bilgileri, Güneş Sistemi’nin detaylarını kapsayan bir harita ya da yazılı bir sistem aracılığıyla sonraki medeniyetlere aktarmış olabileceği öne sürülmüştür. Ancak modern arkeoloji, bu tür iddialara temkinli yaklaşmaktadır. Sümer tabletlerinde görülen gezegen tasvirlerinin sembolik olduğu ve modern bilimle birebir örtüşmediği de belirtilmektedir.
Antik Bilgelik ve Gelecek
Sümerlerin astronomi ve kozmolojiye dair bilgileri, onların sadece antik bir medeniyet olmadığını, aynı zamanda evrene dair derin bir anlayışa sahip olduklarını göstermektedir. Bu bilgi, antik kültürlerin gözlem yeteneklerini ve yaratıcılıklarını takdir etmemize olanak sağlar.
Belki de Sümerler, evrenin sırlarını çözmek için gökyüzüne bakan ilk insanlardı… Ancak onların bilgeliği, modern bilimin ve insan merakının da öncüsü olmuştur..
Yorumlar
Yorum Gönder