Binlerce Yıllık Gizli Örgütler ile Eski Uzaylılar Arasında Bir Bağlantı Var mı?
Her zaman olduğu gibi sizlere birçok farklı ve sıra dışı konuda bilgiler vermeye çalıştım. Bu gün ise aslında birçok araştırmacının konuşmaktan dahi çekindiği konular hakkında, ben Hazal Merisana yaptığım araştırmaları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Modern dünyamızın en gizemli konularından olan gizli topluluklarını aramızda duymayan yoktur. Mason locaları veya tapınak şövalyeleri, binlerce yıllık birçok tarikat örgütlenmeleri ve yine illimunati cemiyetlerinin tamamı ilginç ayinleri ve gizem dolu yapılanmalarıyla her zaman hepimizin ilgisini çekmiştir.
Benim ilgimi çeken şey ise bu yapılanmaların ortak bir amaca hizmet ediyormuş gibi eylem yapıyor olmaları. Dünyayı kendi tasarladıkları şekilde değiştirmek fakat bir çoğumuz bu değişimin ne olacağını bilmiyoruz. Yani bu gizli organizasyonların nasıl bir dünya istedikleri hakkında pek bilgimiz yok.
Fakat, bu kurumların artık kendilerine ait bir web sayfaları var ve amaçlarını oralarda tek tek sıralamışlar. Merak edenleriniz bu siteleri ziyaret edip inceleyebilirler. En popüler iki örgütlenmenin amaçlarını okursanız bunlar illimünati ve masonlardır insanların sevgi üzerine bir gelecek inşa etmelerini ister.
İki oluşumda da benim dikkatimi çeken şey Yüce Varlık'a inanan bir Kardeşlik Kurumu olmaları ve yine ikisi de insan türünün refahını yükseltmeye çalıştıklarını söylemektedirler.
Peki bu “üstün varlık” kimdir ve bir insani kuruluş hangi akla hizmet kendinden insan türü diye bahseder?
Bu iki konunun üzerine gittiğimde şunu fark ettim. Öncelikle bu iki örgütlenmenin ayinleri binlerce yıl öncesine gitmekte. Bu Mason ve illuminati ritüellerinin kökenleri neredeyse eski Mısır ve Sümer gibi eski okullarının, gizem okullarının ritüelleri ve öğretileriyle aynıdır. Hatta bence kesinlikle bu ayinler ritüellerin kökeni Sümeri, Mısırı bırakın çok daha öncelere dayanmaktadır. Bu ayinlerin yapıldığı en eski tapınak Göbeklitepe desem yanlış söylemiş olmam.
Çünkü bu örgütlenmeler ne olduysa bir nedenden sonra kendilerini gizlemeye başlamışlar, yeraltı örgütleri olarak varlıklarını devam ettirmişlerdir. Tapınakları toplantı alanları ayinleri pek ifşa edilmez. Bu gizlenme davranışını ilk Göbekli tepe de görüyoruz. Her nedense bu tapınakları yapan kişiler daha sonra tapınaklarını saman ve toprakla örterek hassas bir şekilde gizlemişler. O günden beri bu gizlenme durumu devam etmekte olsa gerek.
Peki inandıkları kutsal varlık kim sorusunun cevabı ne diye soracak olursak, bu sorunun cevabı “gökten gelen” ve insanlarla çiftleşip karma bir ırk oluşturan düşmüş meleklerdir.
Biz her ne kadar onlara düşmüş melekler desek dahi bence onlar melek değil, farklı dünya dışı yaşam türleriydi ! Dünyaya gelip insanlara daha rasyonalist bir hayat vaat eden bu tür, bir şekilde bu mücadelesinde başarılı olmadı ama asla bu fikrinden vazgeçmedi de. Hala aramızda gizli örgütlerle dünya hakimiyetini ellerine geçirmek istiyor olabilirler mi? Yoksa bunu çoktan başardılar mı?
Yazan Hazal Merisana
Yorumlar
Yorum Gönder