TANRILARIN GİZEMLİ ÇANTALARINDAKİ MASONLARIN GİZEMLİ TOZU / MANNA TOZU


 


Hepimiz Antik dönem taş işlemelerinde görülen Tanrıların ellerindeki çantaların ne olduğu konusunda merak içindeyiz. Ve bu çantalar için herkes kendi fikrini açıklamakta..
Kimisi çantaların bir tür Kuantum makinesi olduğunu, kimisi ise yalnızca su olduğunu belirtti . Ben ise konuya çok farklı bir açıdan bakacağım. O çantaların içinde insan beynini etkileyen bir madde olabilir.
Öncelikle bu çizimlerdeki bir detaya dikkat etmemiz gerek. Tüm Tanrılar ellerinde bir Kozalak tutuyorlar.
İlginç olan ise kozalağı hepsinin baş, yani alın hizasında tutmaları. Bu durumda bu kozalak başımız ile ilgili bir şeyin sembolü olmalı. Elbette ki bizlere alnımızın ortasında ki Epifiz bezini işaret ediyorlar. Demek ki ellerinde ki kova veya çantalar da Epifiz bezi ile ilgili olabilir. Bu yüzden aynı resim de birlikte resmedilmiş olmalı.
Öncelikle, Epifiz bezi neden önemli bu soruya cevap vermemiz gerek.
Ben yıllardır ruhsal bilinç üzerine çalışmalar yapmaktayım ve epifiz bezi, kozalağa benzeyen şekliyle beynimizin en önemli yeridir. Beynimizin geometrik olarak tam ortasında bulunan epifiz bezi nohut büyüklüğünde bir endokrin hormon bezidir.
Geçmişten günümüze biyolojik ve efsanevi özelliklerin kesiştiği bir organ olduğu düşünülen epifiz bezinin “üçüncü göz”, yani insanın en yüksek bilince ulaştığı nokta ile olan bağlantısını açıklayan ilk kişi ünlü Fransız filozof Rene Descartes olmuştur. Descartes, Epifiz bezinin vücut ile zihnin bağlantı noktası olduğuna, insan ruhunu vücutla birleştiren mistik bir organ olduğuna inanır. Meditasyonla zamanla aktive olan epifiz bezi sayesinde evrensel farkındalığa ulaşılabilmektedir.
Peki bu bezi tam olarak aktive edersek ne olur?
Bu resimlerdeki tanrıların bizlere işaret ettiği tam da bu olmalı!
Epifiz bezi tam olarak aktive edildiğinde bilinç evrensel boyutta farkındalığa sahip olur. Demek ki o kovaların veya çantaların içinde Epifiz bezini aktive edecek bir şeyler olmalı?!
Anunnakilerin dünyadaki amaçlarına baktığımızda, burada olma nedenlerinin Altın toplamak olduğunu biliyoruz. Ama Anunnakilerin bu altınları ne yaptığı konusunda bir bilgimiz yok. Atmosferlerini temizlemek için altınları kullandıkları iddiası olsa da ben size farklı bir iddia sunacağım.
Resimlerdeki kovaların içinde Manna tozu olduğu kanısındayım. Manna, altın tozundan elde edilen bir madde, şişeye toz olarak konduğunda dışarı yayılabiliyor. Bu yüzden şişenin içine sıvı konarak saklanabiliyor. Yüksek rütbeli Masonların kullandığı bir maddedir Manna. Hz. Musa devrinden beri vardır.
Hz. Musa da altını toz hale getirip Manna yapmayı biliyordu.
Bildiğiniz gibi Hz. Musa altını eritip toz haline getiriyor ve bu tozu denize savuruyordu.
Gene bu tozla ilgili farklı bir bilgi ise şu şekildedir. 1904 Yılında Mısırlı bilim adamları Sina Yarımadasında yeni bir keşfe çıkarlar ve burada bir tapınakla karşılaşırlar. 2070 metrede bulunan bu tapınağın dağın içine oyulmuş bölümünde araştırma yaparken, bir kabın içinde, ne olduğu bilinmeyen bir toza rastlarlar. Yapılan incelemelerde bunun Manna olarak bilinen, monoatomik altın olduğu öğrenilir. Şimdi sormamız gereken soru; Bu toz neden bu kadar önemlidir?
Manna: Monoatomic elementtir, Tevrat'ta Man Ekmeği (Beyaz Ekmek) Kuran'da ise Kudret Helvası olarak geçer.
Beynin çalışmayan loblarını çalıştıran, genelde Masonların kullandığı ve Antik Mezopotamya’da yapımı bilinen çok eski bir malzemedir.
Eski Mezopotamya’da Şemanna adıyla bilinen manna çeşitli hastalıkların tedavisi ve zihinsel kapasiteyi arttırıp, algıları geliştirme amacıyla kullanılırdı.
Beynin tüm bölümlerini daha verimli çalıştırmanın yanında manna tozu Epifiz bezini tam olarak aktive eder. Annunakilerin Dünya'ya gelme nedeni bu söylediklerimle çok daha iyi anlaşılır. Büyük olasılık gezeğenlerinde var olan bir büyük soruna çözüm bulmak için beyinlerinin tam kapasite çalışmasına ihtiyaçları vardı.
Bunun için altın tozu olan Mannayı Dünyadan sağlayıp, sorunu çözünce buradan ayrılmış olmalılar.
Bu anlattıklarımla eksik olan her şeyin tamamlandığını düşünüyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUTSAL İSYAN: ŞEYTAN’IN TANRI’YA OLAN AŞKI